Sabah kahvenizi hazırlarken ya da kahve dükkanında bir fincan filtre kahveye ödediğiniz fiyatı görünce şu soruyu kendinize sordunuz mu: “Kahve neden bu kadar pahalı oldu?”
Son yıllarda kahve fiyatları yalnızca kafelerde değil, market raflarında ve online satış sitelerinde de gözle görülür şekilde artış gösterdi. Peki bunun arkasında ne var? Sadece döviz kuru mu? Yoksa çok daha derin, küresel nedenler mi?
Bu yazıda kahve fiyatlarındaki artışın gerçek sebeplerini sade bir dille anlatıyor, kahvenin artık lüks bir tüketime mi dönüştüğünü sorguluyoruz.
Kahve üretimi büyük oranda tropikal iklim kuşağında, özellikle de Latin Amerika, Afrika ve Asya’da gerçekleşiyor. Ancak bu bölgelerde son yıllarda yaşanan:
kahve ağaçlarının verimini ciddi ölçüde düşürüyor. Örneğin 2021'de Brezilya’daki don olayı, dünya kahve arzının %30’unu etkiledi.
Daha az üretim = Daha az ürün = Daha yüksek fiyat.
Kahve sadece tarlada üretilmiyor. Çiftlikten fincana ulaşana kadar birçok adımda maliyet oluşuyor:
Tüm bu unsurlar, kahve çekirdeğinin çiftçiden çıkış fiyatını yükseltiyor.
Türkiye gibi kahveyi dışarıdan ithal eden ülkelerde döviz kuru doğrudan fiyatlara yansıyor. Dolar arttıkça, aynı kahve çekirdeği artık daha pahalıya geliyor. Hatta yerli markalar bile ithal edilen çekirdeği kavurduğu için bu artıştan etkileniyor.
Son yıllarda 3. nesil kahvecilikle birlikte “nitelikli kahve” (specialty coffee) kavramı hayatımıza girdi. Bu kahveler:
Bu da demek oluyor ki: Kaliteli kahve daha az bulunur, daha çok emek ister = Daha pahalıdır.
Eskiden kahve, evde sade şekilde içilen bir içecekti. Bugün ise:
derken kahve, basit bir içecekten ziyade “deneyim odaklı bir yaşam tarzı” haline geldi. Bu da fiyatların artmasına, ama aynı zamanda tüketicinin beklentisinin de yükselmesine yol açtı.
Hayır, kahve hâlâ ulaşılabilir bir içecek. Ancak şunu kabul etmeliyiz:
bir araya geldiğinde, “iyi kahve” artık basit bir ürün değil; emek, zanaat ve sorumluluk isteyen bir iş haline geliyor.
Kahve fiyatlarındaki artış, bir yanıyla kriz, bir yanıyla da değişen kahve kültürünün bir yansıması. Fakat bilinçli tüketici olarak tercihlerimizle bu süreci dengeleyebiliriz.
Unutmayalım: Bir fincan kahve, binlerce kilometrelik bir yolculuğun son durağıdır. O fincanda iklim değişikliği, tarım mücadelesi, döviz kuru ve emeğin izi vardır.
Kahvenin değerini bilmek, sadece fiyatını değil, hikâyesini de bilmektir.